Davutoğlu, TBMM'de, Saadet ve Gelecek partilerinin ortak grup toplantısında konuştu. Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, ‘Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirlerine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır’ sözlerine ilişkin, "Hay gözüne sağlık, hay diline sağlık Bahçeli, arkadaşlar alkışlayın bu cümleleri. Bunu söylüyoruz zaten, diyoruz ki tabular kalksın; yapmayın, tabularla, sembollerle konuşmayın, birbirinizi itham etmeyin. 2023 seçimlerinden önce ne yaşadık? Cami önlerinde, sokakta yaşadıklarımızı anlatmak istemiyorum. Bahçeli'nin sözlerinde, o cami cemaatinin de alacağı dersler var. Çok önemli bir söz ve herkesin kaçırdığı bir cümle var, 'Küçük adımlarla ilerlemek'. Küçük adımlarla ama ilerleyelim. Peki, bu sözlerle kayyım atamalarının bir tutarlılığı var mı? Bu sözleri alkışlarken, ne şekilde olursa olsun kayyım atamasının tümüne de buradan karşı çıktığımızı ilan ediyorum" dedi.
'DEVLET, BİLEK GÜREŞİ MAKAMI DEĞİLDİR'
Türkiye'de kutuplaşmanın önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, "Şu anki süreç ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanının kafasında ayrı bir şey, Sayın Bahçeli'nin kafasında ayrı bir şey varsa onlara tavsiyem; ne olur oturun ve bu kafa karışıklığını ortadan giderin. Biz de bilelim; kimi muhatap alacağız, neyi konuşacağız, neyi destekleyeceğiz, neyi eleştireceğiz. Bir diğer ihtimal ise yukarıda bir bilek güreşi var. Sayın Bahçeli bir inisiyatif alıyor, Sayın Cumhurbaşkanı bu inisiyatife karşı çıkmıyor; ama o inisiyatifi sabote edecek adımlara da ses çıkarmıyor. Buna karşılık Sayın Bahçeli de dün, 'Sözümün arkasındayım' diye kendisi teyit ediyor. Böyle bir durum varsa bu çok tehlikeli; devlet, bilek güreşi makamı değildir. Oturup anlaşın ve ne yaptığınızı bilelim" diye konuştu.
ARIKAN: KAYYUM GÖRÜNTÜSÜ BİZİ İYİ YANSITMIYOR
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan ise "Bir sabah uyanıyoruz, Meclis kürsüsü davet mekanı olmuş. Bir sabah uyanıyoruz, kayyumlar atanmış. Resmi Gazete'yi bir gün okumayanın 'Ashab-ı Kehf' gibi kaldığı bu Türkiye'de yaşıyoruz aslında. Yönetilmiyoruz, savruluyoruz. Kayyım meselesi, maalesef ki yıllardır devam eden yerleşik bir uygulama haline geldi. Olağanüstü hallerde bile en son seçenek olarak uygulanması gereken bir yöntem, iktidar eliyle adeta bir sopaya dönüştü. 3 defa seçilen Ahmet Türk, 3 defa görevden alındı. YSK, 'Seçime girebilir' diyor. İktidar ortağı cezaevindekileri Meclis'e davet ediyor. Bunlara karşılık iktidar, 'Seçileni cezaevine göndeririz' restiyle cevap veriyor. Güldür Güldür Show'a skeç malzemesi olacak kadar absürt durumlar, adalet sosuna bulandırılarak politika diye halkımıza sunuluyor. Kayyım görüntüsü bizi iyi yansıtmıyor. Kayyım formülü uluslararası arenada Türkiye imajına ciddi zarar veriyor. Ülke içinde ise aidiyet duygusunu baltalıyor" değerlendirmesinde bulundu.