Duygu'nun ölümüne savcı intihar değil, 'cinayet' dedi

Olay, 3 Kasım 2022 tarihinde lüks bir sitede meydana geldi. Bir firmada pazarlama müdürü olarak çalışan Duygu Bölükbaş, erkek arkadaşı Emre Turan ile birlikte yaşadığı evin banyosunda havlupana çarşafla asılı ölü bulundu. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada Turan, ile halası S.T, Bölükbaş'ın intihar ettiğini hem polise hem de aileye söyledi. Başlatılan soruşturma kapsamında İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Biyoloji İhtisas Dairesi'nden alınan raporda Duygu'nun tırnak örneklerinde ve tişörtünde Emre'nin DNA'sının bulunduğu belirtildi. Bölükbaş'ın ailesi ve yakınları da verdikleri ifadelerde Bölükbaş'ın intihara meyilli biri olmadığını belirtti. Öte yandan site güvenlik görevlilerinden alınan tutanaklarda da Emre Turan'ın daha önce elinde bıçakla eve girmeye çalıştığı ortaya çıktı.

'1,5 YIL SONRA TUTUKLANDI'

Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, soruşturma konusu olayın intihar değil kasten öldürme suçu olduğunun değerlendirilmesi üzerine şüpheli Emre Turan hakkında mart ayında gözaltı kararı çıkarıldı. Üzerine atılı suçlamaları reddeden Turan, "Banyonun kapısını açıp içeri girdiğimde Duygu'yu havlupana kendini asmış şeklide gördüm. Fakat nefes aldığını fark ettim. Kurtarmak amacıyla heyecandan indirirken başını musluk tarafına doğru düşürdüğü için oradaki diş macunu, sıvı deterjan gibi sert cisimlere çarptı. Başındaki yara ve tişörtündeki kan bu nedenle oluştu. Kasten öldürme suçunu kesinlikle kabul etmiyorum. Böyle bir insan değilim" dedi. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen Turan olaydan yaklaşık 1,5 yıl sonra 22 Mart'ta tutuklandı.

'RAPORLARA GÖRE KENDİSİNİ ASMASI MÜMKÜN DEĞİL'

Toplanan deliller ve alınan ifadeler ışığında savcı 9 Eylül'de iddianame hazırladı. Şüphelinin her ne kadar suçlamaları kabul etmese de yapılan keşif ve alınan raporlarda Duygu Bölükbaş'ın çarşaf ile kendini asmasının mümkün olmadığı, havlupanın bulunduğu duvar ve bu duvara bitişik yaklaşık 1 metre yükseklikte ahşap banyo tezgahı olduğu düşünüldüğünde maktulün kendini asması için yeterli yüksekliğin olmadığına vurgu yapıldı. Bölükbaş'ın kendini serbest bıraktığında ayak uçlarının, dizlerinin ve hatta kalça kısmının tezgah üstüne temas edeceği de iddianamede yer aldı. Emre Turan'ın ifadesinde Bölükbaş'ın başını yere vurduğunu söylemesine rağmen olay yerinde buna dair herhangi bir kan izi bulunmadığı, alnında olaya ilişkin kesi ve tişörtünde kan izlerinin bulunduğunun anlaşıldığı da iddianamede yer buldu. Öte yandan Turan'ın halası S.T.'nin beyanlarının doğru olmadığına da vurgu yapıldı.

‘KURTARIN, KIZ KENDİ ASMIŞ' DİYE BAĞIRDIM'

İddianamede S.T.'nin de ifadesine yer verildi. S.T.'nin ifadesinde, "Olay günü yeğenin Emre telefonla arayıp, ‘Ev tuttuk taşınıyoruz. Orada temizliğe yardım et’ diyerek çağırdı. Gittiğimde kapıyı Emre açtı. Ortalık dağınıktı. Emre, Duygu Hanım'ın lavaboda olduğunu söyledi. 1-2 dakika bekledik çıkmadı. Biraz daha bekledik. Emre banyonun kapısını açtı. Baktığımda Duygu Hanım banyoda kendini asmıştı. Hemen dış kapıya fırlayıp, 'Kurtarın, kız kendi asmış. Yardım edin' diye bağırdım. 4'üncü kattan kimsenin sesi çıkmadı. Otoparka indim. Bir kadına söyledim. İlgilenmedi. Bir beye söyledim. O, 112 Acil çağrı Merkezi'ni ve polis aradı. Arayan adamın kimi olduğunu bilmiyorum. Görevliler gelene kadar ben otoparktaydım" dediği belirtildi.

ERKEK ARKADAŞINA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET, ONUN HALASINI İSE 4 YIL HAPSİ İSTENİYOR

Savcı, Emre Turan'ın silahtan sayılan bir cisimle Bölükbaş’ı başından yaraladığı, niteliği tespit edilemeyen bir cisim ile boğazını sıktığı ve onun yaşamına son verdiğine kanaat getirdi. Olaydan sonra Turan'ın, U. isimli arkadaşından temizlik kovası istediği ve bununla banyoyu ve yerdeki kanı temizleyip suç delillerini yok ettiği iddianamede yer buldu. Emre Turan'ın olaydan sonra telefondan halası diğer şüpheli S.T.'yi aradığı, olay yerine gelen şüphelinin Duygu Bölükbaş’ı banyoda veya evin içinde hiç görmediği ve beyanlarının doğru olmadığının altı çizildi. Savcı, Emre Turan için 'Kadına karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, S.T. için ise 'yalan tanıklık' suçundan 4 yıla kadar hapis cezası isteminde bulundu. İddianame İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.